Enez: Suyun Sınırında Kalakalmak

SINIR - 4     76-79     H. Neşe Özgen

Kırsal alanlar kendilerini kan bağıyla, kentsel alanlar yer’le (place) ifade ederler. Dünyaya gelmeyi, çalışmayı, yaşamayı, alışverişimizi, oturduğumuz semti, aksanımızı, dostlarla bir kahve sohbetini hep yer adları tanımlar. Kentli insanın hatıraları da kimliği de yer’lerle  tanımlanır. Toprak ve onun üzerinde yerleştirdiğimiz varlıklar, bizlerin mekan (place)  ve territorial algılarını neredeyse tamamen belirler.

Ama bir vatanın sınırında (Türkiye)  ve dört bir yanında suların arasında kalmış küçücük bir kasabada, mesela Enez’de (Ainos) hiç düşündünüz mü, insanlar kendilerini nasıl tanımlar?

 Enez, Meriç’in deltasının ve denizin neredeyse içinde kırsal alanında 7000, kent merkezinde 4250 insanın yaşadığı;  11 bin nüfuslu küçücük bir kasaba. MÖ 6500 tarihinde deniz ürünleriyle geçimini sağlayan ve şimdi o tarihe inat ana geçim kaynağı pirinç, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği olan yalnız bir kasaba. Ünlü yılan balığı artık avlanmıyor, bitmiş. Balık işleme tesisleri kapanmış. Levrek yok denecek kadar az, deltanın güzelim su ürünleri de artık ne yeniyor ne de avlanıyor.

Enez, suyla ilişkisini kesmiş görünüyor. Ama kendisini kara’yla da tanımlamıyor. Enez kendisini sınırla tanımlıyor.

Bir yanında Meriç’in sereserpe akıttığı müthiş deltası bir yanında Saroz’un altın rengi kumlarıyla, Ege’nin içinde Enez kendine verdiği anlamı, neden su’yun ve yer’in dışına, bilinmez bir thirdspace2’e: sınır’a atfediyor? 

SINIR - 4 Dergisine Git

Kaos Q+

Tunus PTT, PK 12, Kavaklıdere-Ankara

+90 312 230 6277

İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kurumu SIDA Logo kaosgldergi.com sitesi, Gökkuşağı Projesi kapsamında, İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kurumu SIDA tarafından desteklenmektedir.
Validation error occured. Please enter the fields and submit it again.
Thank You ! Your email has been delivered.