II - Türkiye Ana Akım Medyasının “Ölü İsim” Problemi ve Trans İsim Stratejileri

Ses - 14     52-57     Kazım Tolga Gürel


Bir insanı ölü ismiyle haber yapmanın nedeni hukuki bir zorunluluk olabilir; ancak alternatif olarak “şu anda bilinen” ya da “eski adıyla” gibi sıfatlar da kullanılabilir. Kişinin yeni ismi, bu sıfatlarla gösterilebilir. Toplumdaki insanların, özellikle de saldırıdan kurtulanların ve cinayete kurban gidenlerin isimlerini veren gazeteciler, farkında olmadan bir grubu ötekileştirmektedir (Clements, 2017). Bu haberler sayesinde transların aldatıcı olduğu klişesi de bir yandan sürer. İsimlerinin bile “sahte” olduğu, güvenilmez oldukları vurgulanır. Hikâyenin öznesi olan transın yakınlarına sembolik şiddet uygulayan bu haberler, gerçekte oldukları kişinin atanmış cinsiyetini öne çıkartırlar. Böylelikle atanmış cinsiyetleri kutsayan stereotipleri devam ettirilmektedir.


Haberlerde ölü isim kullanımı, transların gerçekliklerini ve varlıklarını reddetmenin en belirgin yollarından biridir: “Gerçek” olan atanmış cinsiyetleridir.  Translık, bu haberlere göre “kurgu”dur, ciddiye alınmasına gerek yoktur ve sahtedir. Hukuk önünde varlıkları yoktur ya da yarı-vatandaşlık statüsündedirler. Türkiye'de LGBTİ+ topluluğu örgütlü olsa da yazılı hukuktaki haklardan her zaman yararlanamayan bu kişiler "yarı vatandaş" statüsünde yaşamaktadır[1]. Özellikle translar söz konusu olduğunda bu olumsuzluklar daha da öne çıkartılır. Gazetelerdeki tanıtımları da son derece transfobik yargılar içermektedir. Türkiye basını onlardan sıklıkla “travesti” olarak söz etmektedir.


Bir anlamda Agamben’in sözünü ettiği “Homo Sacer” olurlar. Agamben, Eski Roma’dan örnek verir. Eski Roma’da tanrı Jüpiter’e inanmayanlar “Homo Sacer” olarak damgalanır. Bu insanlar tüm hukuki haklardan yoksundurlar. Dayak yiyebilir, linç edilebilir ve aşağılanabilir bir konuma düşerler. “Homo Sacer” bir anlamda bir günah keçisidir. Toplumun bütün suçlarının nedeni ve bir lanetli varlıktır (Agamben, 2020). 

 

Yaşarken süren bu “yurttaş olmama” statüsü, ölümle birlikte bir yarı-vatandaşlık statüsüne yükseltilir. “İsim” hatırlanır; bu, resmi belgelerde geçen atanmış cinsel kimliğinin ismidir. Ölü isim kullanarak insanın kendi gerçekliği, yaşarken olduğu gibi ölümünde de reddedilmiştir. Devletin özneleştirdiği ve atanmış cinsiyetinin ismiyle özdeşleştirdiği ölü benlik gazete haberinde yeniden canlandırılmıştır.


Bulgular ve Yorumlar

Transların ana akım gazetelerdeki temsilini ve ölü isim olgusunu konu edinen bu makalede araştırma örnekleminden bazı haberler daha derinlikli bir analiz için seçilmiştir. Ana akım gazetelerde 2018-2020 yılları arasında yayınlanmış haberlerde ölü isim kullanımıyla ilgili bulguları saptamayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda Google arama motoruna “2018 Travesti haber”, “2018 Trans haber”, “2019 Travesti haber” ve “2019 Trans haber” yazılmış ve arama motorundan çekilen 25 polis-adliye haberi incelenmiştir. Gazetelerde iki yıl süresince translarla ilgili yayınlanan yirmi beş haber incelenerek aşağıda belirtilen nitel alt araştırma sorularına yanıt aranmıştır. Her araştırma sorusuyla haberler incelendiğinde ulaşılmış olan bulgular yorumlanmıştır. Çalışmanın teorik kısmındaki yön, incelenen 25 haberin vermiş olduğu bulgular doğrultusunda seçilmiştir.


1.     Translar gazetelerde hangi tür haberlerde ölü isimleriyle anılmaktadırlar?

2.     Haber öznelerinin ölü isimleri dışında kendi seçtikleri isimler belirtilmekte midir?

3.     Ölü isim kullanımıyla ilgili gazeteler arasında farklar var mıdır?


[1] Butler ve Spivak’a göre iktidar, kişileri doğrudan kısıtlamayabilir, onları özgürlüklerinden yoksun bırakmayabilir. Ancak özgürlüklerinin kategorilerini belirler. Kategorilerinin bu şekilde belirlenmesi, ortada bir yurttaş-olmama ya da “yarı yurttaşlık” statüsü üretir. Bu da devletsiz kişilerin kendilerini koruyan haklardan yoksun bırakır. Aynı zamanda özgürlüğün kullanılabileceği koşullardan da eksik kalırlar (Butler and Spivak, 2010, s.16). 


2018-2020 yılları arasında yayınlanmış ve ölü isim kullanımı nedeniyle seçilmiş 25 haberin tamamı adli haberlerdir. Bu haberlerde translar suç faili ya da mağdurlardır. Onun dışındaki konularda haberleştirilirken herhangi bir isimle sunulmamakta ve “travestiler” gibi genel geçer ifadelerle temsil edilmektedirler. Polis-adliye haberleri dışında transların isimleri anılmamakta ve genellemelerle belirtilmektedirler. Bu durum transların suç, polis ve adliye ile ilişkili konularda damgalanmalarını da beraberinde getirmektedir ve “Tüm translar suçludur ya da suça meyillidir” transfobik yargısını beslemektedir. Taraflardan birinin trans olduğu haberlerde “gazetecilik etik ilkeleri ve masumiyet karinesi” hiçe sayılmaktadır. Haberde anlatılan olayın yargıya taşınıp taşınmaması ve kesinliği düşünülmemektedir. Gazete, tıpkı bir hâkim gibi mahkeme kararlarından ya da sürecinden bağımsız olarak insanları yargılamaktadır. Yine bu haberlerde dikkati çeken bir diğer nokta ise hiçbir haberde transların ifadelerine yer verilmemesidir. Transların yerine haberin anlatıcısı ya da atanmış cinsiyetteki haber failleri konuşmaktadırlar.


Spivak, “madun konuşmaz” derken fiziki bir konuşamamaktan değil; madunun sesinin duyulamamasından bahseder. Madun konuşsa bile onu anlayacak kulaklar yoktur. O başka bir dilden ve başka bir dünyadan seslenmektedir (Spivak, 2023). Oysa Türkiye’deki homofobik gazetelerde madun fiziki olarak yoktur. Haber transları öyle bir inşa eder ki doğrudan onları yok eder. Sesleri duyulmaz, olaylarda ikincil bir alana itilir, öne çıktıklarında da varlıkları manipüle edilir. Örneğin, Hürriyet Gazetesi haberinde haberin öznesinin “travesti” olarak kodlandığı ve isimlendirilmediği gözlenmektedir. Teorik çerçevede belirtildiği üzere Foucault’ya göre özneleştirme, ilgili kişinin kimliğinin ve benlik duygusunun merkeze alındığı bir iktidar yöntemidir. Kişinin kim olduğunu değiştirmek, belirlemek ya da kısıtlamak bir hapishane stratejisidir (Foucault, 2016, s.128). Tıpkı bu hapishane stratejisinde olduğu gibi haberin öznesinin varlığı manipüle edilmektedir.

Hürriyet, 18.08.2018

Antalya'da bir gencin camdan atladığı evdeki travesti yakalandı.

Antalya’da bir gencin, fuhuş pazarlığı yaptığı iddia edilen bir travestinin evinin ikinci katından düşmesi olayıyla ilgili gözaltına alınan travesti tutuklandı.

Hürriyet gazetesinin haberinde bir intihar olayının anlatılış şekli, trans özneyi “katil” şüphesiyle sunmaktadır. Oysaki olayın mahkeme süreci hakkında hiçbir bilgi verilmemektedir. Bir genç camdan düşmüştür ve evin içinde bir trans vardır. Ancak olayın haberleştirme formu, doğrudan doğruya transı “suçlu” ilan etmektedir.


Posta Gazetesi’ndeki örnekte olduğu gibi haber metinlerinde seçtikleri isimlerin “takma ad” olarak nitelendirilmesi ya da “adını kullanan travesti” gibi sıfatlandırmalar, kendi seçtiği ismin reddedilmesi ile, kişinin öznelliğinin kapatılması olarak kabul edilebilir. Nergis’in seçtiği isim, “takma ad” olarak sıfatlandırılmıştır. Ölü ismi “travesti” sıfatı ile verilmiştir.

Posta Gazetesi, 23.04.2018

Villada Travesti Cinayeti

Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, 26 yaşındaki travesti K. K[2]., bıçaklanarak öldürüldü.

Kadınlar Denizi Mahallesi, Andıç Sitesi’nde dün saat 22.00 sıralarında meydana gelen olayda, ’Nergis’ takma adı ile tanınan travesti K. K., bir süre önce kiraladığı villada, ev arkadaşı tarafından ölü bulundu.

Görüldüğü üzere haberde isim, ölü isim olarak verilmekte ve takma adı tırnak işareti içerisinde kodlanmaktadır. Ayrıca haber başlığı ofansif bir kelime seçimiyle (travesti) bireyi özneleştirmektedir.


İncelenen gazetelerin içerisinde diğerlerinden farklılaşan BirGün gazetesi, transları “travesti” olarak isimlendirmemekte ve aşağılayıcı ifadelere yer vermemektedir. Gürel’in (2023) “Haber, Sokak ve ‘Travesti’” adlı transların sokak gösterileriyle ilgili kitabında da BirGün gazetesi daha liberter ve insan haklarına uyumlu haberlerle öne çıkmaktadır. Ölü isme yer vermeyen metinlerle BirGün gazetesi, demokratik ve haklara saygılı bir duruş sergilemektedir.

BirGün gazetesi, 25.09.2019

Trans tutuklu Buse: “İntihar etmek üzereyim, ameliyat olmak istiyorum”

Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan trans tutuklu tüm başvurularına rağmen ameliyatının gerçekleşmediğini ve intihara yaklaştığını duyuran bir mektup kaleme aldı.

Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre, trans mahpus Buse, trans geçiş ameliyatının kabul edilmesi için 2018'in Temmuz ayında 38 gün açlık grevi yaptı. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ndeydi. Mahkeme, "Ameliyat olabilir" kararı üzerine ölüm orucuna ara verdi.

BirGün gazetesinin yukarıdaki metin haber öznesi “Buse” olarak seçtiği isimle anılmıştır. Ayrıca Buse’nin ifadeleri ve kendi cümleleri verilmiştir. Haberin siyasi gerçekliği ortaya çıkarılmış ve asıl sorun gösterilmiştir.


Hükümet yanlısı Yeni Şafak gazetesi, genel olarak LGBTİ+’lara bir karartma uygularken konuyla ilgili haberleri siyasetle çerçevelemektedir. Olumsuz ve hakaret içeren sıfatlar kullanmaktan çekinmeyen haber başlıkları, Türkiye’deki haberciliğin faşizan boyutlarını gözler önüne sermektedir. Hükümete muhalif olan siyasi partilerin LGBTİ+’larla ilgili çalışmalarını sürekli olarak olumsuz yargılarla nitelendiren gazete, homofobik bir kitleye popülist söylemler içeren başlıklarla seslenmektedir. Homofobiyi kışkırtmakta ve toplumdaki barış umutlarını yok etmektedir. “Kendisini trans olarak tanımlayan” vurgusuyla homofobiyi Kürt siyasi hareketine (HDP) yönlendiren haber, konuyu, çoğunluğun ortak söylemleri ve milliyetçilik ile aynı çerçeveye almaktadır. Bu şekilde biz-onlar ayrımını güçlendirmektedir. Sadece cinsel kimlik üzerinden değil, etnik meseleler ve siyasi partiler üzerinden de ayrımları pekiştirmektedir. Aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi kitlesini hem faşizm hem de homofobi üzerinden konsolide etmektedir.

Yeni Şafak, 13.03.2019

Avcılar’ın ‘trans’ parti yöneticisi

24 Haziran 2018 seçimlerinde Eskişehir’den eşcinsel vekil adayı gösteren HDP'den sonra CHP de atağa kalktı ve 'transseksüel' bir ismi parti yönetimine aldı.

Anti-demokratik baskılarla yaşamaya alışmış olan etnik kimliğine ve haklarına önem veren seçmenlerin partisi olan HDP, yapmış olduğu açılımlarla toplumun marjinalleştirilen gruplarını da savunmaktadır. “Terörist” olarak medyada yansıtılan bu parti, geniş bir kitle tarafından “şeytan” olarak görülmektedir. HDP’yi eşcinsellere yönelik açılımlarla göstermek, zaten homofobik olan sağ muhafazakâr ve faşist kitleyi daha da öfkelendirmektedir. Türkiye’de nefret dilini oldukça fazla kullanan, Yeni Şafak gibi ciddi sayıda gazeteler vardır. Bu gazetelerin haberlerinde eşcinsellik “günah”, “hastalık”, “Batı taktiği” vb. ifadelerle sürekli olarak terörize edilmektedir. Bu gazetelerin diğer bir taktiği ise eşcinselliği yok saymaktır. Konuya bir karatma uygulamaktadırlar. Yeni Şafak haberlerinde görülen isimsizleştirme, konuyla ilgili haber sayısının azlığının da gösterdiği gibi tam olarak bir karartmadır. Gazete, farklı cinsel kimliklerin varlığını yok saymaktadır. Devletin ideolojik aygıtları üzerinden kitlelerin bilincine işlenen ortak söylemlerle kurulan ortak zeminler üzerinden ötekileştirmeye devam etmektedir.


[2] [ed.n.] Etik sebeplerle, ilgili haberde geçen ölü isimler bu çalışmada tekrar edilmemiştir.


Trans kimliklerin basmakalıp bir şekilde temsiller aracılığıyla üretimi takipçiler üzerinde etkilidir. Bu üretim, homofobik ve marjinalleştirici fikirleri bilinçlere eker ve pekiştirir. Bu temsilleri alımlayan insanların LGBTİ+ topluluklarına karşı olumsuz tavır ve tutumlarının pekiştirildiği iddia edilebilir (Gürel, 2023). “Kişilerin eylemleri ve söylemleri birbirleriyle ilintilidir. Eylemlerin kontrol edilebilmesi için söylemin de kontrol altında tutulması gerekmektedir” (van Dijk, 2010, s. 13). Söylemler ve temsiller, ideolojinin taşınmasında ve kurulmasında etkilidirler. “İdeoloji ve söylem arasındaki ilişki incelendiğinde; ideolojilerin dil aracılığı ile inşa edildiği görülür. Bu ideolojiler dille paylaşılır ve hegemonyanın devamı sağlanır” (Matheson, 2005, s. 6). Van Dijk’a göre, kritik bir öneme sahip olan söylemler ve temsiller; etnik kökene, sınıfa, kültüre, ırka ve toplumsal cinsiyete ilişkin eşitsizlikleri yeniden üretirler (van Dijk, 1998, s. 250.) Bu anlamda Türkiye’deki sağ muhafazakâr basın ve LGBTİ+ topluluklarıyla ilgili haberleri, Türkiye’deki homofobik ve transfobik tavırları olumsuz bir biçimde güçlendirmektedir.


Bir grup tarafından paylaşılan inançlara “sosyal temsiller” denir. İdeolojiler, sosyal temsillerin örgütleyicisi olan temel inançlardır. Gruplar ve insanlar “ortak zemin” olarak adlandırılan, daha genel fikir birliğine dayalı kültürel olarak paylaşılan bilgileri paylaşırlar. Ortak zeminler aynı zamanda bir kültür üyesi tarafından paylaşılan genel normlar ve değerlerdir. Gruplar, bu kültürel değerlerden bazılarını seçer ve kendi ideolojisinin içinde onu yeniden düzenlerler. İdeolojiler ve fikirsel yapıları, aynı zamanda bir grubun kimliğinin bilişsel çekirdeği ve üyelerinin sosyal bir öz şeması olarak görülebilir. İdeolojilerden filizlenen sosyal temsiller, grup üyeleri olarak aktörlerin sosyal davranışlarını (pratiklerini) kontrol ederler (van Dijk, 2003).


Konu bağlamında düşünüldüğünde heteroseksüellik Türkiye’deki grupların genel ideolojisidir. Bunun dışına çıkan cinsel yönelimler toplumun veya kültürün bütününe karşı tehdit olarak görülmektedir. Cinsiyetle ilgili sosyal temsiller atanmış cinsiyetlerin kabulünü ve heteronormatif değerleri yüceltirler. Bu durum basına da yansımaktadır. Haber öznelerinin isimlerinin yok sayılması, muhalif siyasetle birlikte çerçevelendirilerek haberleştirilmeleri, olumsuz ve hakarete varan sıfatlarla temsil edilmeleri, haklarının hiçe sayılması gibi durumlar kitlelerin sahip olduğu ideolojik yapılanma ve “ortak zeminler” üzerinden açıklanabilir. Hukuk açısından habercilikle ilgili kanunların ve vicdani hassasiyetlerin LGBTİ+’larla ilgili haberlerde geçersizleşmesinin temel nedeninin bu olduğu söylenebilir.

Posta, 23.04.2018

Travesti cinayetine mumlu protesto

İzmir'de, Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği önderliğindeki bir grup, Karabağlar İlçesi'nde, 'Tuğçe' takma adlı travesti H. Ş.[3], otomobilinde kurşunlanarak öldürülmesini, mum yakarak protesto etti.

Görüldüğü üzere bu haberin başlığında da trans birey, ofansif bir kelimeyle (travesti) sıfatlandırılmaktadır. Haber başlığında geçen “mumlu” ifadesiyle fallusu çağrıştıran bir kelime seçimi söz konusudur. Türkçe’de argo ifadelerde penisi temsil eden pek çok nesneden biri de “mum”dur ve bu ifade bilinçli seçilmiş olma ihtimali vardır. Bireyin ismi Tuğçe’dir; ancak haberde, kendi seçtiği isme “takma ad” denilmektedir. Yine haberin içeriğinde ölü ismi kullanılmıştır.

 

Sonuç    

Kişinin kendisini bilme ve tanıma halinin tamamlanması imkânsızdır. Çünkü kişi değişen çevre koşullar içerisindedir ve bu koşullardan etkilenerek değişir. Yeni tanışmalarla, yeni mekânlarla, medyadan aldığı iletilerle sürekli olarak yeniden üretilen akışkan bir benliğe sahiptir. İsimle özdeşleşme, bu duruma karşı bir sabit kalma refleksi olarak da okunabilir. İnsanın karakterine nüfuz eden ve ona yapışan isim, bir anlamda onun varoluşunda belirgin ve değişmez bir sabitlik haline gelir. İsim, özneleşmenin en belirgin ve temel stratejilerinden biridir.

Dahası isim, iletişim süreçlerinde kişinin belirli kültürel nitelikleri üzerinden tanınmasını ve okunmasını sağlar. Her ismin çağrıştırdığı bir kültür ve zaman dilimi vardır. Jane muhtemelen Amerikalı, Sebastian Arjantinli, Byung Koreli ve Cenk ise Türkiyelidir. Bazıları "kadın", bazıları ise "erkek" isimleridir. İsim cinsel kimliği de temsil eder. Dini metinlerde de belirtildiği gibi bazı isimler kişinin inancına işaret ediyor olabilir. Bazıları ise zaman içinde moda haline gelmiş olabilir. Ancak bazı durumlarda bu sabitlik, sosyal ve psikolojik çatışmalar nedeniyle değiştirilmek istenebilir. Kişi taşıdığı bazı temsillerle uyumsuzluk yaşar ve mücadeleye girer. İsim de bu sembollerden biri olabilir. Ailesinin verdiği isim, kişinin isteğiyle değiştirilebilir. Kimlik, din ya da ülke değişikliği de isim değişikliğine neden olabilir. Durum ne olursa olsun, kişinin ismini değiştirmesi önceki sabitlikten bir kopuşu beraberinde getirir. Çoğu zaman önceki kimliğiyle ilgili bir sorunla ilişkilidir.  

[3] [ed.n.] Etik sebeplerle, ilgili haberde geçen ölü isim bu çalışmada tekrar edilmemiştir.


Bu çalışma, ölü isimler olgusunu ve bunun insanlar üzerinde süregelen etkilerini gazete haberleri üzerinden ele almıştır. Bunun için konuyla ve özneleşme ile ilgili teorik arka plandan destek alınmıştır. Cinsel kimliğini değiştiren ve toplumda yeni bir isimle tanınan kişilere, basın tarafından gösterilen saygısızlığa dikkat çekilmiştir. Bedensel göstergelerini değiştirerek yeni bir kimlik edinen kişilerin seçtikleri isimlerin yok sayılmasına dair haber söylemlerini ve ölü isim kullanımını sürdüren gazete haberlerinin toplumda süregelen homofobi ve transfobiyi pekiştiren bir işleve sahip olduğu savunulmuştur. Ayrıca bu şekilde kurgulanan haber söylemlerinde, insanları başka sıfatlarla aşağılama ya da küçümseme de görülmüştür.


Nadir durumlarda, yasal nedenlerle gazeteciler, habere konu olan kişinin eski veya alternatif bir ismini kullanmak zorunda kalabilirler. Bu durum, ancak habere konu olan vaka ya da olayın, isim değişikliğinden önce gerçekleşmişse söz konusu olabilir. Ancak örnek olarak verilen haberlerde olayların yaşandığı dönemde trans bireylerin ölü isimlerinin aşağılayıcı ve saldırgan bir tutumla etiketlendiği görülmüştür. Haberlerde geçen "takma ad" ifadesi yerine "şu anda bilinen" veya "eski isim" gibi sıfatlar, kişilerin yeni öznelliklerine ve varoluş hallerine daha saygılı bir tutumdur. Özellikle trans cinayetlerinin her geçen gün arttığı ve bu konuda ciddi yasal boşlukların olduğu Türkiye gibi “yoğunluğu azaltılmış” demokrasilerde gazete haberlerinin fobik yaklaşımları toplumsal adalet ve barışa hizmet etmemektedir.


İnceleme sonunda görülmüştür ki translar, gazetelerde yoğun olarak cinayet haberlerinde görülmektedirler ve bu haberlerde ölü isimleriyle anılmaktadırlar. Haberlerde öznelerin ölü isimleri dışında kendi seçtikleri isimler belirtilmemektedir. Belirtildiğinde ise aşağılayıcı sıfatlar kullanılmaktadır. Ölü isim kullanımıyla ilgili gazeteler arasında farklar vardır. Özellikle sağ muhafazakâr ya da hükümet taraftarı basında haber dili çok daha problemlidir. Ölü isim kullanımı ve haberin inşa edilişindeki sorunlar artmaktadır. Daha demokratik hak haberciliği yapan BirGün gibi gazetelerde bu dil, belirgin bir farkla daha temiz ve özenlidir.


 

KAYNAKÇA


Kitaplar ve kitap bölümleri

Agamben, G. (2020). “Homo Sacer”, Kutsal İnsan. Çev: İsmail Türkmen. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Berger, P. & Luckmann, T. (1967). The Social Construction of Reality: A Treatise in the Sociology of Knowledge. New York: Anchor Publisher

Bradley, C. (2020) Transphobic Hate Crime Report 2020, London: Galop

Butler, J., and Spivak, G. C. (2010). Ulus devlet marşını kim(ler) söyler? Çev: O. Akınhay. İstanbul: Agora Kitaplığı. 

Butler, J. (2019). Cinsiyet Belası. Çev: Başak Ertür, İstanbul: Metis Yayınları.

Deleuze, G. (2019). Bilgi. Çev: Ayşegül Baran. İstanbul: Otonom Yayıncılık

Deleuze, G. (2023). İktidar. Çev: Sinem Özer, Münevver Çelik. İstanbul: Otonom Yayıncılık.

Derrida, J. (2001). The Work of Mourning. Çev: P.A. Brault ve M. Naas. Chicago: University of Chicago.

Derrida, J. (2007). Nietzschelerin Şöleni, Der. ve Çev. Ali Utku ve Mukadder Erkan. İstanbul: Otonom Yayıncılık.

Foucault, M. (2011). Etiğin Soybilimi üzerine: Sürmekte olan çalışmaya ilişkin bir değerlendirme. Özne ve İktidar - Michel Foucault-Seçme Yazılar 2 (O. Akınhay, F. Keskin, Çev.). içinde (1983, ‘On the Genealogy of Ethics: An Overview of Work in Progress’, ‘A propos de la généalogie de l’éthique: un aperçu du travail en cours’) İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s. 193-220.

Foucault, M. (2015) Öznenin Yorumbilgisi: College de France Dersleri 1981-1982, Çev. Ferda Keskin, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Foucault, M. (2016). “Interview with Michel Foucault,” in About the Beginning of the Hermeneutics of the Self: Lectures at Dartmouth College, 1980, ed. Henri-Paul Fruchaud and Danielle Lorenzini. Chicago: University of Chicago Press.

Goethe, J. W. (2015). Yaşamımdan Şiir ve Hakikat. Çev: Mahmure Kahraman. İstanbul: Türkiye İşbankası Yayınları.

Gortler, Shai. (2020). Carceral Subjectivity and the Exercise of Freedom in Israel-Palestine. (Doktora Tezi) University of Minnesota Digital Conservancy, Erişim adresi: https://hdl.handle.net/11299/213115.

Gürel, K. T. (2023). Basında Homofobinin İnşası. Çanakkale: Paradigma Akademi Yayınları.

Gürel, K.T. (2023). Haber, Sokak ve “Travesti”. Çanakkale: Paradigma Akademi Yayınları.

Huffer, L. (2009) Mad for Foucault: Rethinking the Foundations of Queer Theory. New York: Columbia University Press.

Kaos GL Derneği. (2020). LGBTİ+ Hakları Alanında Çeviri Sözlüğü.

Matheson, D. (2005). Media discourse: Analysingmediatext. Berkshire: Open University Press.

Van Dijk, T. A. (1998) Ideology: a multidisciplinary approach. Londra: Sage Publications.

 

Makale

Altun, Işıl (2004). Kandıra Türkmenlerinde Doğum, Evlenme ve Ölüm. Kocaeli: Yayıncı Yayınları.

Arijs, Q., Burgwal, A., Van Wiele, J., & Motmans, J. (2023, March). The Price to Pay for Being Yourself: Experiences of Microaggressions among Non-Binary and Genderqueer (NBGQ) Youth. Healthcare (Vol. 11, No. 5, p. 742). MDPI.

Aşçı, S. (2013). Yazılı basında LGBT temsili: Onur haftası haberlerinde Türkiye ve ABD karşılaştırması, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.

Banu Bargu, Starve and Immolate: The Politics of Human Weapons (New York: Columbia University Press, 2014), pp. 14–18.

Butler, J. (2020). The Force of Non-violence. Çev: Sofi Farazande, Güney Işık Tombak, “Yaralanabilirlik, şiddet ve direniş üzerine tekrar düşünme” başlıklı çeviri. Erişim adresi: https://uni-versus.org/2020/11/22/judith-butler-yaralanabilirlik-siddet-ve-direnis-uzerine-tekrar-dusunme-1-kisim-ceviren-sofi-farazande-ve-guney-isik-tombalak/  Erişim Tarihi: 24.09.2023

Çelik, C. (2006). Kültürel Sembol Sistemi Olarak İsimler: İsim Sosyolojisine Giriş. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), 6 (2), 39-61.

Cartwright, T. (2017). What Factors Impact the Mental Health of Transgender People? (Yüksek Lisans Tezi). University of Chester, United Kingdom.

Cavanagh, S. L. (2019). Transgender, hysteria, and the other sexual difference: An Ettingerian approach. Studies in Gender and Sexuality, 20(1), 36-50.

Clements, K. C. (2017). What is deadnaming? Healthline .Erişim adresi: https://www.healthline.com/health/transgender/deadnaming

Gaskins LC, McClain CR (2021) Visible name changes promote inequity for transgender researchers. PLoS Biol 19(3): e3001104. https://doi.org/10.1371/journal.pbio.3001104

Hirik, E. (2021). Türkiye Türkçesinde ‘mental isimler’. Dil Araştırmaları, 15(28), 33-55.

İnayet, A. (2013). “Türklerde Köpek Kültü Var Mıydı?”, Yalım Kaya Bitigi, Osman Fikri Sertkaya Armağanı, Editörler: Hatice Şirin User-Bülent Gül, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, s. 335-344.

KILIÇ, D. (2011). Bir Ötekileştirme Pratiği Olarak Basında Eşcinselliğin Sunumu: Hürriyet ve Sabah Örneği (2008-2009). Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 1(1).

Kirk-Giannini, Cameron Domenico & Glanzberg, Michael (2022). Pronouns and Gender. In Luvell Anderson & Ernie LePore (eds.), The Oxford Handbook of Applied Philosophy of Language. Oxford University Press.

Lacan, J. (2013). Psikanalizin dört temel kavramı seminer 11. Kitap, Çev. Nilüfer Erdem, İstanbul, Metis Yayınları

Lourenco, D. (2016). Trans Lives Matter. Prandium: The Journal of Historical Studies at U of T Mississauga, 5(1).

Özşahin, M. (2019). Türkçede bazı kişi adlarında argolaşma, kavramlaşma ve temsil. Türkoloji Dergisi, 23 (2), 312-33“3. Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/en/pub/turkoloji/issue/50187/557998

Project, The Trevor. (2020). National survey on lgbtq youth mental health 2020. (Veri seti)

Sinclair-Palm, J., & Chokly, K. (2023). ‘It’sa giant faux pas’: exploring young trans people’s beliefs about deadnaming and the term deadname. Journal of LGBT Youth, 20(2), 370-389.

Şimşek, K. O. & Özgülnar, N. (2022) Seks İşçilerinin Sağlık Haklarının Değerlendirilmesi: Hak İhlallerine Bakış (Uzmanlık tezi). İstanbul Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı,

Taylor, T. N. (2022). Deadnamed and Misgendered: How Specific Microaggressions Influence Perceptions of Therapists (Doktora Tezi), Southern Illinois University at Edwardsville).

van Dijk, T. A. (2010). Söylem ve iktidar. A. Çavdar & A. B. Yıldırım (Der.), Nefret suçları ve nefret söylemi içinde (ss. 9-44). İstanbul: Hrant Dink Vakfı Yayınları.

van Dijk, T. A. (2005). Söylemin yapıları ve iktidarın yapıları. M. Küçük (Der.), Medya, iktidar, ideoloji içinde (ss. 315-376). Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.

Vardal, Z. B. (2015). Nefret söylemi ve yeni medya. Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2(1), 132-156.

Whitley, C. T., Nordmarken, S., Kolysh, S., and Goldstein-Kral, J. (2022). I’ve been misgendered so many times: Comparing the experiences of chronic misgendering among transgender graduate students in the social and natural sciences. Sociol. Inq. 1, 1001–1028. doi:10.1111/soin.12482

Yegen, C. (2014). Türk Yazılı Basınının HIV/AIDS Haberlerindeki Nefret Söylemi: Posta Gazetesi Örneği. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2(3), 317-349.

Yegin, Ş. (2020). Popüler kültürün isim belirlemeye etkisi. Akademi Sosyal Bilimler Dergisi, 7 (19), 110-126. Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/en/pub/asbider/issue/51886/675676

YILMAZ, E. (2020). Türkmen kültüründe ad verme geleneği ve kişi adları. Dil Araştırmaları, 14(27), 211-2

 

İnternet Kaynakları

Posta. Villada travesti cinayeti. Erişim adresi: https://www.posta.com.tr/son-dakika/villada-travesti-cinayeti-116201  Erişim Tarihi: 30-08-2023

BirGün. Trans tutuklu Buse: “İntihar etmek üzereyim, ameliyat olmak istiyorum. Erişim adresi: https://www.birgun.net/haber/trans-tutuklu-buse-intihar-etmek-uzereyim-ameliyat-olmak-istiyorum-270089  Erişim Tarihi: 30.08.2023

Hürriyet. Antalya'da bir gencin camdan atladığı evdeki travesti yakalandı. Erişim adresi: [https://www.hurriyet.com.tr/gundem/antalyada-bir-gencin-camdan-atladigi-evdeki-travesti-yakalandi-40932280](https://www.hurriyet.com.tr/gundem/antalyada-bir-gencin-camdan-atladigi-evdeki-travesti-yakalandi-40932280) (Erişim tarihi: 30.08.2023).

Yeni Şafak. Avcılar’ın “trans” parti yöneticisi. Erişim adresi: [https://www.yenisafak.com/gundem/avcilarin-trans-parti-yoneticisi-3451104](https://www.yenisafak.com/gundem/avcilarin-trans-parti-yoneticisi-3451104) (Erişim tarihi: 31.08.2023).

Posta. Travesti cinayetine mumlu protesto. Erişim adresi: [https://www.posta.com.tr/gundem/travesti-cinayetine-mumlu-protesto-115945](https://www.posta.com.tr/gundem/travesti-cinayetine-mumlu-protesto-115945) (Erişim tarihi: 31.08.2023).



 

Ses - Go 14 Publication

Kaos Q+

Tunus PTT, PK 12, Kavaklıdere-Ankara

+90 312 230 6277

İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kurumu SIDA Logo kaosgldergi.com sitesi, Gökkuşağı Projesi kapsamında, İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kurumu SIDA tarafından desteklenmektedir.
Validation error occured. Please enter the fields and submit it again.
Thank You ! Your email has been delivered.